Your gateway to endless inspiration
Hayatta yaşadığım ve yaşayacağım bütün hüzünler ve acılar, bir plan dahilinde kendi bilgim ve isteğimle gerçekleşmekte.
Önce Tanrı yeryüzünü kurdu; sessiz ve loş bir diyardı.
Sonra bir melek indi, adımları tüyden hafifti.
Gülümsedi o an, bir ışıltı yayıldı semaya,
Ve güneş doğdu altın bir taç gibi, aydınlattı her yanı.
Toprak sevindi o dokunuşla, canlandı derin uykudan,
Sapsarı buğdaylar fışkırdı, bereket saçtı her yandan.
Van Gogh o sarıya baktı, ilahi bir sırrı sezdi,
Fırçasıyla o rengi çaldı, meleğin gülüşünden hediye.
Bir melek dolaştı insanlar arasında, kalbi sevgi doluydu.
Bir ölümlüye gönlünü verdi, bu yasak bir duyguydu.
Tanrı gördü bu aşkı, kanatlarını aldı o melekten.
Ağladı melek uzun uzun, gözyaşları döküldü derinden.
O yaşlar birleşti, coşkun denizler oldu yeryüzünde.
Utancından saklandı melek, o engin suların dibinde.
Şimdi Ege'nin derinliklerinde bir deniz kızı o;
Sessiz çığlıkları yankılanır, her dalga bir fısıltı.
Beethoven duydu meleğin çığlıklarını, senfoniler yazdı.
Başkası duymadı.
Sahte gülüşünüzle, kibirli sözlerinizle, insanları aşağılayan bakışlarınızla siz tam bir masal kötüsüsünüz.
Önce birilerinin yokluğu ağır gelmeye başladı, sonra dünyanın yükü ağır geldi. İnsan kendine ağır gelir mi? Ben bana ağır geldim, sonra etim kemiğim ağır geldi. Fazla seçeneğim yoktu. Ya bileklerimi dikine kesecektim ya da kendimden gidecektim.
Çoğunluğun uğultusunda kaybolmaktansa, yalnızlığın yankısı olmayı tercih ederim.
Neden sustuğumu sorma güzelim. Uzun cümlelerim var fakat ne benim anlatmaya halim var ne de senin dinlemeye tahammülün. Hadi gel denizi izleyelim.